HARIS ALEXIOU: Hayattan Büyük Bir Potansiyel Kaynak

“Bir şarkının hayatı, bedeni ve deneyimi vardır.”

Corfu eski kent çarşısında dolaşırken kulağımda ‘Apopse Thelo Na Pio’ var. Yunan sokaklarını ve renklerini bulduğum Haris Alexiou, aslında bundan daha fazlası. Kimseye ait olmayan ama herkes için tanıdık bir ses olan Haris, hayatın küçük ve büyük anlarıyla, tutkularımız, aşklarımız ve endişelerimizle “içimizden” bir ses.

Üzüm ve hasat kokusuyla bütünleşen hayatının başlangıç noktası Thebes’tir Haris Alexiou’nun. Büyükannesinin taze pişirdiği somun ekmeğiyle Thebes’in mülteci sokaklarında şarkı söyleyen küçük Haris için hayat çok güzeldir. Bir röportajında ailesiyle ilgili, “Herkesin günlük hayatta şarkı söylediği bir ailede büyüdüm. Babam geleneksel şarkılar söylerdi, büyükannem rebetika ve annem, özellikle babamı kaybettikten sonra, genç olmasına rağmen yas şarkıları söylerdi” der Haris.

Haris Alexiou’nun köklerinin Anadolu’dan geliyor olması, bu çok kültürlü sesin neden bu kadar etkili olduğunun da açıklamasıdır. Haris’in dedesi aslen İzmirlidir. Haris Alexiou’nun ailesi 1924 yılında yapılan mübadele ile Yunanistan’a göç eder. Dedesi Gaziemir’den, annesi bugün Menderes ilçesi (eskiden Cumaovası) sınırları içinde yer alan ve artık Tahtalı Barajı’nın suları altında kalan Bulgurca köyünden, babası ise Seydiköy köyündendir. Babasının ölümüyle hayatı değişen o çocuk için göçebe gibi mekan değiştirmek anı biriktirmesine engel olur. Küçük bir ev ve kendine ait bir yatak hayal eden Haris, üniversite hayalleri de kurar. Bir gece amatörce söylediği bir şarkı kendisini tarihi ‘Asia Minor’ albümünde bulmasına neden olur. Bir şarkıyı diğeri izler, bir albümü bir sonraki izler ve sesi dünyayı dolaşır. 1975’te ilk solo albümü “12 ‘Laika’ Songs”u çıkarır. “Dimitroula” tüm zamanların şarkısı olur. Haris “rebetika” şarkılarına tekrar hayat verir ve geleneksel şarkılar, baladlar, modern şarkılar, halk şarkıları da repertuarında yer alır. Zamanla “Yunanistan’ın Haroula’sı” olur.

Rebetika, 1923’te ortaya çıkan Anadolu ve Yunan müzik geleneklerinin bir füzyonudur. “Yunan Blues” olarak bilinen bu birleşim, yoksulların ve ezilenlerin müziği olarak kabul edilir. 2009’da Yunan Ekonomik Krizi’nde, rebetika popüler protestoların film müziği olarak yeniden ortaya çıkar ve Batı ideallerinin ‘kurtuluş’ ilkeleriyle çatışan Yunan halk kültürünün bir sembolü olarak tarihi izlerini sürdürür. Haris de bu tarihi iz oluşumundaki en önemli ikonlardan biri olur.

Şarkılar toplumsal koşullar yaratır. İnsanların neyi gördükleri, umutları, istekleri ve hayal kırıklıklarını nasıl ifade ettiklerini gösteren eşsiz kaynaklardır. Sadece melodiden ibaret olmayan şarkı, üretildiği ve tüketildiği tüm bağlamların toplamıdır. Alexiou, “Sesimizin bir hafızası var, yaralarımızı taşır.” diye ek yapar bu tanımlamaya. Hepimizin bilinçaltında yer etmiş birçok Türkçe aranjmanın asıl sesidir Haris. Sezen Aksu’dan Ajda Pekkan’a Yeni Türkü’den Erol Evgin’e kadar birçok ünlü sanatçı, onun şarkılarını Türkçeye çevirip seslendirir.

Haris’in birçok benliği var. Biri sistemin düzensiz çarklarına isyan ederken, diğeri her zaman dar bir ağ inşa eder. Hem rahat hem de katı bir karakterin karmaşıklığı ve değişimi şarkıcılık kariyerinde de kendini gösterir. Hiçbir zaman tek bir ekolle, tek bir türle ya da tek bir repertuvarla sınırlı kalmaz. Kaldaras ve Spanos’tan Loizos’a, Nikolopoulos’a, Vardis’e, Hadjidakis’e, Mikroutsikos’a ve Antipas’a rahatça hareket etmiştir. Her yeni albümü sanki bir öncekine alaycı bir şekilde göz kırpıyormuş gibidir.

“Şarkı söylemek için doğdum; yani şarkı söylemek benim hayatım. Sesimle insanlarla iletişim kurabilmek, onları duygusal olarak etkileyebilmek ve nesilden nesile yolculuğumu takip edebilmek… Küçük çocuklardan yaşlılara kadar birçok nesil beni dinlemeye geliyor ve müziğin sahip olduğu bu iletişim ve güzelliğin keyfini yaşıyor,” der bir röportajında.

Şarkıları 50 yılı aşkın bir süredir milyonlarca insanı büyüleyen Haris’in Yunan müziği üzerindeki etkisi abartı değil. Yunanlıların kalpleri ve yaşamları boyunca karşılaştıkları acıya kadar uzanan bir duygu yelpazesini sanatsal olarak ifade edebilme yeteneğine sahip. Bu yüzden Yunanlılar için sadece bir şarkıcı değil aksine çok az insanın başarabildiği bir şeyi başarmış, ulusal bir hazine olarak karşımıza çıkıyor Haris. 2020’de şarkı söylemeyi bıraktıktan sonra bile Yunanistan’ın sesi olmaya devam ediyor.

“Sesim artık beni dinlemiyor.” diyerek ardında 30’dan fazla albüm bıraktı, sayısız ödül kazandı, dünya çapında önemli konserlere imza attı ve müzik yolculuğunu tamamladı Haris. Korfu akşamüzerine yol alıyor. “Tsahpin”u dinlemeye başladım. Şarkıyı dinleyince “Hiç de yabancı değil.” duygusuna kapılmadan edemiyorum. Ne kadar benden, bizden, bu coğrafyadan…

0 yorum
2 beğeni
Prev post: AMAN KATERÌNA MOUNext post: EDİTÖRDEN

İlgili Yazılar

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Arşiv
Kategoriler
En Son Yazılar

Aylık Ücretsiz Dijital Dergimize Abone Olmak İster Misiniz?

Yazının Yayınlanmasını İster Misin?

  • Kapadokya
  • Mercan Dede
  • https://konsoledebiyat.com/wp-content/uploads/2024/11/Konsol-Edebiyat-Website-Fon-2-1.mp3