Lahzanın birinde sıkıştım kaldım.
Öylesine güzeldi bakışları öylesine mahzun
Sardı sarmaladı tüm yalanlarımı
Bir an, beni benden çalacak sandım
Neden bu kadar korkuyorsun vedalardan
Gülmedin mi bir tren garında hiç
Kavuşmak için beklemek
Sandığın kadar zor değil!
Zor değil nefes almak, severek
Ve tüm çağı kucaklamak birden
Umudun kıyısına uzanmak,
Yanmamışçasına hayaller.
Sevmek, tüm öznelere küsmekse
Yüklemler hiç kovalamadı mı seni
Diskriminantı eksi çıkan bir denklemi
Söyle, kaç kere suçladın hayatında
Yapraklarına konan tüm kelebekler öldü mü
Sustu mu konuştuğun her ayna.
Sessizce yaklaş dediklerinde
Hep mi gürültüyle kaçtın?
Tüm sırlarından öpüyorum seni
Korkusuz yalnızlığından.
İlhamı bulup koyuyorum avuçlarına
Ömrüne, bir tohum da ben ekiyorum
Yıllarca mahfuz olan eski bir günlüktüm
Satırlarımda gül yaprakları erirdi.
Üç yüz altmış beş gün yetmezdi ki bana
Her gün iki kere yazardım seni
Şimdi ise tutsak ruhuma bir şifa buldum
Mağmum suların koynunda susarken.
Bir dilek diledim sana içimden
Ve yalnız ellerini, sıkıca tuttum.