Ayna
-
Saçları döküldükten sonra ilk kez karşılaşıyorduk. Karşımda kaşsız, kirpiksiz, bıyıksız, kel bir adam duruyordu. Hiç tanımadığım birinin gözleri, en iyi tanıdığım o adam gibi bakıyordu. Bakışlarındaki tanışıklık da olmasa görüntüsü…
-
Parmaklarım kızıl kınalı, pamuksu saçlarının arasında ürkekçe gezinirken, diğer elimden yavaş yavaş döktüğüm ılık suları tenine yediriyordum. “Beliklerime dokunmayın.” demişti. Pazen elbisesinden artan kırpıntılardan şerit şerit kestiği iplerle tutturduğu, ipler…
-
Sokakta kalmıştı, annesizdi… Onun buz gibi bedeni vardı, benim sarıp sarmalamaya hasret, sıcacık ellerim… Ona, karnını doyuracak biri; bana, acıktığında mırıldandığını duyacağım bir ses lazımdı. Eksiklerimizle, o kadar tamamlıyorduk ki…